Ege Postası
Geri

'Demokrasi için bir nefes' mitinginde ortak mücadele vurgusu 

Emek ve Demokrasi Güçleri Gündoğdu meydanında "Demokrasi için bir nefes" mitingi düzenledi. Mitingde barış ve demokrasi çağrılarılarının yanı sıra iktidara karşı ortak mücadele vurgusu yapıldı. Mitingde Emek ve Demokrasi Güçleri adına açıklama yapan  DİSK Ege Bölge Temcilsici Memiş Sarı "Ülke ekonomisi karanlık güçlere mafya siyaset rant üçgenine teslim edilmiş durumda. Her gün ortaya çıkan ifşaların üstü örtülemiyor. Bütçe, Merkez Bankası, kayıtlı kayıtsız tüm ekonomi saraya teslim edilmiş durumda, saraydan habersiz kuş uçmuyor? Bu arada emekçiler yoksul halka pandeminin ve ekonomik krizin bedeli ödetiliyor" dedi. 
'Demokrasi için bir nefes' mitinginde ortak mücadele vurgusu 
Haberler / Güncel
8 Temmuz 2021 Perşembe 18:30
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

ÖZLEM KARA- EGEPOSTASI-  İzmir Emek ve Demokrasi Güçlerinin düzenlediği "Demokrasi için bir nefes" mitingi Gündoğdu Meydanında düzenledi. 
 'Demokrasi için bir nefes' mitingine İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri,  Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, CHP'li belediye başkanları, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, HDP İzmir Milletvekilleri Serpil Kemalbay ile Murat Çepni, farklı siyasi parti temsilcileri ve vatandaşlar katıldı. 

SOYER: EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİNİ YÜKSELTECEĞİZ 
İzmir Büyükşehir Belediya Başkanı Tunç Soyer, Emek ve Demokrasi Güçleirni yükselteceklerini belirterek "Yola çıkarken çok renk, çok ses çok nefes demiştik. ve İzmir'in Emek  ve Demokrasi Güçlerini yükselteceğiz demiştik. Enerjimiz, gücümüz kuvettimiz yerinde. Sonuna kadar hep beraberiz dedi.  


YÜCEL: YILMADAN DEVAM EDECEĞİZ
Diktatör heveslillieirni sandıkla indireceğiz diyen CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel,"Demokarsi için adalet için, özgürlük için bu alan da olan herkese selam olsun. Temiz toplum, siyaset isteyen, temiz bir Türkiye Cumhuryeti isteyen herkese selam olsun. Çok zarar veridiler, insnalaırmızı kırdır döktüler, kardeşi kardeşe kırdırdılar. İnsanlarımızn ahını aldılar. Tüy bitmemeiş yetimleirn hakkını yediler. Ama bu adalet, demokrasi, hak mücadeleisne yılmadan yorulmadan omuz omuza devam edeceğiz. Buna inana buna güvenen tüm dpsyalarımzıala birlikte bu dikrtaroluk heveslelrine sandıkla, demokrasiyle indireceğizi. Bu dayanışmayı örgütlyene Emek ve Demokrasi Güçlerini, CHP olarak selmalıyoruz" ifadelerini kullandı. "NEFES ALAMIYORUZ"
Emek ve Demokrasi Güçleri adına basın açıklmasını okuyan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Mmeiş Sarı,  "Sabahları uyanıp bir insanı öldürmeye gitmeden, yurdumuzu sevmenin bir yolunu bulmalıyız. Sabahları, birilerini öldürmek için uyananların yurdumuzu sevmesine artık müsaade etmemeliyiz. Uzun süredir bir yok oluş hikâyesi yaşıyoruz. Varlığımız parça parça gidiyor elden. Faşist kutuplaştırıcı politikalarla bizi biz yapan ne varsa inançlarımız, kimliğimiz, emeğimiz, değerlerimiz yok sayılıyor,paramparça ediliyor. Yaratılan korku iklimiyle toplum kendi içine hapsedilmek isteniyor. Kendimizi ifade edemiyoruz.Tek adam rejiminin korku, baskı politikaları tüm toplumsal kesimleri bunaltıyor. Nefes alamıyoruz!" dedi. 
"İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDE VAZGEÇMEYECEĞİZ"
İstanbul Sözleşmesi'nin fesh edilmesine de değinen Sarı, "Kadınların özgürce sokakta dolaşma hakkı yok, tam aksine İstanbul Sözleşmesinden çıkarak kadına yönelik şiddetin cinayetlerinin önü açılıyor. İktidarın bu faşist saldırılarına karşı kadınlar toplumsal muhalefetin en önünde yer alıyorlar ve asla İstanbul sözleşmesinden asla vazgeçmeyeceğiz.Toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesine saldırılar bitmiyor. Onur yürüyüşüne ırk, cins ve renk ayrımcılığına dayalı saldırıları şiddetle kınıyoruz. Biz tüm cinsel yönelimlerin var olma mücadelesini,  tüm renklerin ve halkların kardeşliğini savunmaya devam edeceğiz.Demokratik kazanımlarımız, temel hak ve özgürlüklerimiz, üniversitelerimiz yok edilmek isteniyor; barışın yerini savaş, demokrasinin yerini kayyumlar, özgürlüklerin yerini fezlekeler, toplumsal cinsiyet eşitliği yerine kadına dönük şiddet-cinayetlere çocuk istismarına karşı cezasızlık,  yaşam hakkının yerini siyasal cinayetler, nefret suçları alıyor" ifadeleri kullanıldı. 


"BİATÇI BİR TOPLUM TASAVVUR EDİLİYOR"
Demokrasinin 'tek adam rejiminin ayakları altında' olduğunu belirten Sarı, "TBMM, Anayasa bypass edilmiş, demokrasi sürgünde, demokrasi cezaevinde, demokrasi tek adam rejiminin ayakları altında can çekişiyor, milletvekillerinin dahi siyaset yapma hakkı elinde alınıyor, gün geçmiyor ki bir muhalif vekile Cumhurbaşkanına, İçişleri Bakanına hakaretten suç duyurusu yapılmasın. Düşünce ve ifade özgürlüğü yok ediliyor! Korkak kendini ifade edemeyen biatçı bir toplum tasavvur ediliyor. Her insanın en doğal hakkı olan düşünmek, düşündüğünü özgürce ifade etmek Milletvekillerine bile yasak, bir twit yüzünden dokunulmazlığı AYM kararı beklenmeden kaldırılan ve paldır küldür cezaevine atılan Ömer Faruk Gergerlioğlu uzun mücadeleler sonucunda Yargıtay kararı ile daha dün ancak özgürlüğüne kavuşabiliyor. Cumhur ittifakı sözcüleri, 7 Haziran seçimlerinde seni başkan yaptırmayacağız, yolsuzlukların hesabını soracağız diyen MHP Genel Başkanı Devlet bahçeli, bugün yolsuzlukların üstünü örtme görevini layıkıyla yerine getiriyor. Muhalefete, demokrasi güçlerine azgın, saldırgan bir dille katliam çağrıları yaparak siyasal cinayetlere kadar varan toplumsal iklimin oluşmasında canla başla uğraşıyor. İnsan insanlığımız yok ediliyor! HDP İzmir İl Binasında güpegündüz tüm emniyet güçlerinin gözü önünde Deniz Poyraz katlediliyor, aynı gün Anayasa Mahkemesinde yeniden kapatma davası açılıyor. Bu demokrasiye, hukuka, barışa açıkça saldırıdır. Bu faşist saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Toplumsal mutabakat, dayanışma, Anayasa, hukuk lime lime ediliyor.  Siyasal cinayetler, parti kapatma davaları ile demokrasi yok ediliyor!  Ancak Deniz’in katledildiği gün İzmir’de ortaya çıkan dayanışma Cumhur İttifakının faşist saldırılarına karşı en güzel yanıt oluyor. Bu oyunu bozacak olan Deniz’leri yaşatacak olan işte bu dayanışmadır, işte bugün birlikte alanlardayız. Çürümüş bir iktidar, çürümüş bir düzen! Her yerinden irin akıyor. Artık gizlisi saklısı yok: Yolsuzluk, mafya, rant ilişkileri ile halkın malları, ülkenin yeraltı ve yer üstü kaynakları, doğası yağma ediliyor. Kayıt dışı ekonomi almış başını gidiyor" diye konuştu. 
"ÜLKE EKONOMİSİ RANT ÜÇGENİNE TESLİM EDİLDİ"
Ülke ekonomisinin karanlık güçlere mafya siyaset rant üçgenine teslim edilmiş durumda olduğunu belirten Sarı, "Her gün ortaya çıkan ifşaların üstü örtülemiyor. Bütçe, Merkez Bankası, kayıtlı kayıtsız tüm ekonomi saraya teslim edilmiş durumda, saraydan habersiz kuş uçmuyor? Bu arada emekçiler yoksul halka pandeminin ve ekonomik krizin bedeli ödetiliyor. Bütçenin % 75’ni biz emekçiler oluşturuyoruz, ama bu bütçeden ne emekçiler ne de halk olarak % 25 pay alamıyoruz. Sürekli olarak artırılan dolaylı dolaysız vergiler, elektiğe, doğalgaza temel tüketim maddelerine yapılan zamlarla alım gücümüz yok ediliyor, asgari ücret yoksulluk sınırının altında işçiler emekçiler artık bunalmış durumda, emekçi artık nefes alamıyor ! Hak arama hürriyetimiz, sendikal haklarımız yok ediliyor! 15 Temmuz darbe girişimi sonrası OHAL KHK’larla binlerce kamu emekçisi, işçi işinden ekmeğinden edilirken, açlığa sefalete mahkum edilerek yalnızca ülke demokrasisi değil; aslında sendikal hak ve özgürlüklerimiz, kamu emekçilerinin gerçekten Grevli TİS’li sendika hakkı mücadelesine darbe yapıldı. Bugün sahte enflasyon rakamlarına dayalı sözleşmelerin sonucunda tüm işçiler ve kamu emekçileri sefalet ücretleri ile ödüyor. Pandemiyi fırsata çeviren iktidar ve sermaye için dikensiz bir gül bahçesi oluşturdu. İşten atmalar yasak dedi, kod-29 ile binlerce işçi ahlaksızca işten atıldı. Kriz var dedi, işsizlik fonu, halkın bütçesi sermayeye teşvik olarak dağıtıldı. Pandemi bahanesiyle emek yoğun sömürü, esnek kuralsız çalışma biçimleri artırıldı; işsizler, işten atılanlar, emekliler, yoksullar sefalete mahkum edildi. Daha fazla üretim daha fazla kar düsturumdan pandemide asla vazgeçilmedi. Herkes evine kapanırken işçiler fabrikalarda karantinaya çalındı hasta hasta çalıştırıldı, iş cinayetleri rekor seviyeye çıktı. Sağlık emekçileri alınmayan önlemler nedeniyle pandemi ile mücadelede yaşamlarını, sağlıklarını yitirdiler" dedi.

 
"İZMİR'İ BİLİNÇLİ BİR ŞEKİLDE SEÇTİLER"
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Deniz Poyraz'a yapılan suikastın bilinçli olarak yapıldığını ve İzmir'in bilinçli olarak seçildiğini ifade etti ve Bugün "İzmir'de olmaktan büyük bir onur duyuyoruz. Bugün İzmir  meydanında, bugün ülkeyi karanlığa sürükleyenlere iyi bir mesaj vereceğimizi düşünüyoruz. 17 Haziran tarihinde İzmir İl örgütüne yapılan saldırıda bir genç arkadaşımız sevgili Deniz Poyaz'ı haince katlettiler. Deniz'e sıkılan kurşun İzmir halkına, kürt halkına, kadınlara sıkılan kurşundur. Deniz'e yapılan bu saldırının, bu katliamın özel olarak seçildiğini, HDP nin özel olarak hedef alındığını, örgütlü, bir katliam olduğunu başından  beri söyledik ve tekrar ediyoruz. Bu kurşun halkların kardeşliğine sıkılan bir kurşundur ama şunu unutmayalım, İzmir'in özel olarak seçilmesinin de ayrı bir hedefi vardır. İzmir çok renkli bir kenttir tıpkı HDP gibi. Sevgili Deniz'imizi buradan anıyoruz. ve buradan söz veriyoruz senin hayallerini, gerçekleştireceğiz. Biz biliyoruz ki bu ülkeyi yönetenler bu operasyonun araştırmasını  istemediler. Göstermelik  bir şekilde kınamalar yaptılar ve bu katliamla birlikte Türkiye'ye bir korku salmak
istediler ama yanıldılar Başaramadılar, başaramayacaklar. Çünkü tüm Türkiye Deniz oldu. Hdp'li oldu. . Onlar  biliyorlar ki HDP cesaretin, umudun güvencesidir. HDP bugün kadınların , gençlerin, barışın teminatıdır. HDP ye bu kadar hedef almalarının sebebi budur. HDP adliye koridorlarına, cezaevlerine sığmaz. Bugün bu ülkeyi o kadar kirlettiler ki artık bu ülkeyi çetelerin yönettiğini ve bu iktidarın da çeteye, mafyaya esir düştüğünü görüyoruz. Ama şunu ifade etmek isterim ki bu gidişat, gidişat değildir.  Buradan iktidara sesleniyoruz, tecriti kaldırın, kürt sorununu kaldırın. Bu ülkeye adalette gelir, demokrasi gelir. Kürt sorununu çözmek elbetteki kolay ama bunun yol ve yöntemleri var Kürt sorunu sadece HDP nin sorunu değildir. Kürt sorunu Türkiye'nin sorunudur. Kürt sorunun çözümü sadece Diyarbakır'dan geçmez, İzmir'den, İstanbul'dan, parlamentodan geçer. Bu sorunu Türkiye halklarıyla  birlikte çözmek zorundadır. İzmirli kadınlar her gün özgürlüğü, eşitliği için alanlarda. Kadın yoldaşlarım vermiş olduğunuz mücadele buradan bir kez daha gösteriyor. Bugün İzmir'den Ankara'ya mesaj verdiniz 'susmuyoruz, korkmuyoruz' dediniz. Bu ülkedeki bütün kadınlar, İstanbul Sözleşmesini yaşamın her alanında uygulamaya sokmak için meydanlardadır. Gücünüz asla ama asla kadınlara yetmedi yetmeyecek diyoruz" dedi. 

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası